Birbirinin tekrarı olan imgelerin her yeri istila ettiği günümüzde, kendine özgü ve farklı olanlara rastlamak hayli zor. İşte Rammstein da bildik malzemeleri kullanarak yola çıkıp, daha önce rastlanmamış tatlar üretebilmeyi başaranlardan. Grup, 1994'te Doğu Almanya'nın kapalı ortamında, hepsi daha önce farklı gruplarda çalışmış altı Alman tarafından kuruldu.
Gitarist
Richard Kruspe o zamana kadar yaptığı şeylerden sıkılmıştı ve ağır
gitar tonlarına sahip, monoton, mekanik, hatta zaman zaman sıkıcı olabilecek
bir müzik yapmayı düşündü. Vokal için Till Lindemann 'ı da ikna edince
"Rammstein Olayı" yavaş yavaş doğmaya başlıyordu. Daha sonra
gruba, arkadaşları Oliver Riedel (Bas), Christoph Schneider (davul), Paul
Landers'ı (gitar) alarak ilk ve sonradan hiç değişmeyecek olan kadroyu oluşturdular.
Klavyedeki Flake'in (Christian Lorenz) gruba katılımı biraz zor oldu çünkü
diğerlerine göre daha klasik bir müzik anlayışına sahipti ve müzikte
monotonluğa, kabalığa ve melodi eksikliğine karşıydı. En baştan beri çalışmalara
katılsa da tam olarak Rammstein fikrine ikna olmadı, halen de tam olarak ikna
olmuş değil. Fakat Flake'in Rammstein'a olan bu karşıt görüşü gruba değişik
bir çeşitlilik kazandırdı ve klasik müzik anlayışı Rammstein'in müziğini
melodi katarak renklendirdi.
Başlarda bir süre grubun adı bile yoktu sadece eğlenmek için müzik yapıyorlar
ve eski gruplarında çalmaya devam ediyorlardı. Daha sonra Rammstein adlı parçanın
başarısıyla birlikte yaptıkları müziği kendileri de ciddiye almaya başladılar.
Rammstein parçasını, Almanya'da bir akrobasi gösterisi sırasında düşen uçağın
80'den fazla izleyiciyi öldürdüğü Ramstein kasabasından etkilenerek yaptılar.
Parça, grubun soundunun tipik bir örneği olması, çok başarı kazanması ve
tüm konserlerde çalınan bir sembol haline gelmesiyle birlikte, daha sonradan
grup adı olarak da benimsendi. Ancak bu ad tek yerine iki adet "m"
ile yazılarak, yıkılan Berlin duvarında kapıya yakın yerlerde güvenlik
amacıyla kullanılan büyük taş yapılara verilen ad olan
"Rammstein" olarak değiştirildi.
Rammstein birçok
plak şirketine demo gönderip reddedildikten sonra 1995'te MotorMusic/PolyGram
ile anlaşma imzaladı. Yapımcı Jacob Hellner ile Stockholm'de
"Herzeleid" adlı ilk albümlerini kaydettiler ve sonra kısa aralarla
büyük başarı kazanan "Du Riescht So Gut" ve "Herzeleid"
singlelarini yayınladılar. Aynı yıl Almanya içinde "Project
Pitchfork" ile tura çıktılar ve Prag'da, Varşova'da konserler verdiler.
1995'in sonlarına doğru ise Almanya'da sadece Rammstein olarak kendi başlarına
tura başlıyorlardı. Bu arada "Herzeleid"in kapağında yer alan
fotoğrafları yüzünden medya tarafından Nazi olmakla suçlandılar. Medyaya
göre kapakta "temiz çocuk" olarak poz veren Rammstein üyeleri
Hitler'in arı ırk düşüncesini hatırlatıyordu.1997'de grup,
"Sehnsucht" adlı albümlerini çıkardı. Sonuç, ilk albümden daha
büyük bir başarıydı. Özellikle "Du Hast" adli parça çok beğeni
kazandı ve "En İyi Metal Performansı" ödülü için bir Alman
grubu olarak ilk kez aday gösterildi.
Rammstein, daha önce pek çok örneği görülen metal, hardrock türü müzik
yapan "ağır" gruplardan oldukça farklı, daha önce örneğine pek
rastlanmamış tekrara dayalı, endüstriyel, metal, elektronik müzik karışımı
kışkırtıcı bir sound yakalamayı başardı. Özellikle Till Lindemann'ın
bas sesi gotik, karanlık bir ses ortamı yaratmak için eşine az rastlanır
bir renge sahipti. Rammstein'in parçalarında kullandığı dil -"Du
Hast" ve "Engel"'in İngilizce versiyonları da yayınlanmasına
rağmen- her zaman Almanca oldu. Ayrıca Till Lindemann Almanca sözlerle
oynayarak "Du Hast" ta olduğu gibi birçok çift anlam yarattı.
"Du Hast" bana sahipsin anlamına gelmekle birlikte "Du
Hasst" seklinde söylendiğinde benden nefret ediyorsun anlamına
gelmektedir. Rolling Stone'da çıkan bir yazı "Sehnsucht"'u
"kuvvetli gibi gösterilmek istenen melodramatik melodi duyarlılığı",
SPIN'de çıkan bir yazı da "öfkelerini güzellikle dengeleyebilen
romantik endüstriyel-metal melezi dayanılmaz kara hüzün" olarak tanımlıyordu.
Gerçekten de Rammstein'in yarattığı ses ve görüntü ortamı, ilk bakışta
göze çarpan "ağır" gitar tonlarına sahip, öfkeli, saldırgan ve
kışkırtıcı sounduna ve görüntüsüne ustaca yedirilmiş, zaman zaman sözlerden
ve kırılgan seslerden anlaşılabilecek muhteşem bir duyarlılık bütünü
olarak tanımlanabilir.
Rammstein'in konserleri de ince ince planlanmış görsel bir şov niteliğindedir.
Özellikle ateş, duman konserlerin vazgeçilmez demirbaşlarıdır. Till
Lindemann'ın başta hobi olarak ilgilendiği ateş oyunları arasında sahnede
alev silahı kullanma, asbestten yapılmış yanan bir pelerin, alev püskürten
ayakkabı giyme, metal bir ok ve yayla alev püskürtme ve çeşitli havai fişek
oyunları sayılabilir. Bir konser sırasında sahnede bulunan bir alev
kulesinin seyirciler üstüne devrilmesiyle muhtemel bir felaketin şans eseri
önlenmesinin ardından Rammstein, alev oyunlarını tamamen bu konuda tecrübeli
bir ekibe devretti.
Rammstein'in tüm dünyada tanınmasına ve başarı kazanmasına neden olan asıl
kişi David Lynch'tir. Grup ilk albümlerini yayınlarken, parçalarına video
klip yapmak için bildikleri birçok yönetmene çalışmalarını gönderdiler.
Bunların arasında Blue Velvet, Eraserhead, Twin Peaks ve Wild At Heart gibi
filmlerin yönetmeni David Lynch de vardı.
Ünlü yönetmen Rammstein'a zamanı olmadığı için video klip işiyle
ilgilenemeyeceğini belirten bir not yazdı ve parçalarının çok iyi olduğunu
da eklemeyi ihmal etmedi. David Lynch daha sonra "Herzeleid" albümünden
iki parçayı "Lost Highway" filminde kullanmak istediğini
Rammstein'in menajerine iletecekti. O sıralarda Rammstein daha Amerika'da hiç
tanınmıyordu. Filmle birlikte tüm dünyada kitlelere kolayca ulaşıp, hızla
tanınmaya başladılar.1998'de Berlin'de canlı olarak kaydedilen "Live
Aus Berlin" adli albümleri yayınlandı. Bunu izleyen yıllarda Amerika da
dahil olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde tura çıktılar. 2001 Nisanında
son albümleri olan "Mutter" yayınlandı. Albüme
"Herzeleid" ve "Sehnsucht"'un karışımı niteliğinde bir
atmosfer hakim. "Herzeleid"'teki çıplak kışkırtıcılık,
"Sehnsucht"'taki duygusallıkla karışmış ve albümde özellikle
Till Lindemann'in tutkudan yanıp tutuşan vokali göze çarpıyor. Gitarlar
yine her zamanki bol tekrarlı ve sert cümleleriyle uğulduyorlar. Albümden çıkan
üç singledan -"Sonne", "Links 2 3 4" ve "Ich
will"- "Sonne", boksör Wladimir Klitschko'ya promosyon olarak
kullanması için yapılmış ancak boksörün menajeri tarafından uygun görülmemiş..